italyanca Sözler
|La lingua non ha ossa ma fa ronpere il dosso
Anlamı-Dilin kemiği yoktur.
A chi dai il dito si prende anche il braccio
Anlamı-Elini veren kolunu kaptırır
Uno sciocco e il suo denaro son presto separati
Anlamı-Aptalla parasının yolları çabuk ayrılır.
Can che abbaia non morde
Anlamı-Havlayan köpek ısırmaz
Amore è cieco
Anlamı-Aşkın gözü kördür.
Meglio tardi che mai
Anlamı-Geç olsun güç olmasın
L’uccello mattiniero si becca il verme
Anlamı-Erken kalkan kuş, kurtçuğu yakalar.
Oggi a te, domani a me
Anlamı-Bugün sana olan yarın bana olur
Che sarà, sarà
Anlamı-Olacak, olacaktır.
Tutte le strade portano a Roma
Anlamı-Bütün yollar Roma’ya çıkar
I frutti proibiti sono i più dolci
Anlamı-Yasak en tatlı meyvedir.
Chi tardi arriva male alloggia
Anlamı-Sona kalan dona kalır
Ride bene chi ride l’ultimo
Anlamı-Son gülen, iyi güler.
Dare a Cesare quel che è di Cesare
Anlamı-Sezar’ın hakkı Sezar’a
il denaro è fratello del denaro
Anlamı-Para parayı çeker.
il tempo è denaro
Anlamı-Vakit, nakittir.
Occhio per occhio, dente per dente
Anlamı-Göze göz dişe diş.
Confidenza toglie riverenza
Anlamı-Samimiyet saygısızlığı besler.
Di buona volantà sta pieno l’inferno
Anlamı-Cehennemin yolları iyiniyet taşlarıyla döşenmiştir.
Dagli amici mi guardi Dio, che dai nemici mi guardo io
Anlamı-Beni dostlarımdan Tanrı’m korusun, düşmanlarımdan ben kendimi korurum.
La storia si ripete
Anlamı-Tarih tekerrürden ibarettir.
Sfortuna al gioco ,fortune in amore
Anlamı-Kumarda kaybeden aşkta kazanır
L’appetito vien mangiando
Anlamı-İştah yedikçe açılır.
Mangiare per vivere e non vivere per mangiare
Anlamı-Yaşamak için ye, yemek için yaşama.
Finché c’è vita c’è speranza
Anlamı-Yaşam olduğu sürece ümit vardır.
Il tempo è un gran medico
Anlamı-Zaman, büyük bir ilaçtır.
Al bisogno si conosce l’amico
Anlamı-İhtiyaç duyulan arkadaş gerçek arkadaştır.
Niuno è savio d’ogni tempo
Anlamı-Herkes,her an olgun olamaz
Quattrino risparmiato, due volte guadagnato
Anlamı-Biriktirilen bir kuruş, kazanılan bir kuruştur.
L’unione fa la forza
Anlamı-Birlikten kuvvet doğar
Roma non fu fatta in un giorno
Anlamı-Roma bir günde kurulmadı.
Meglio tardi che mai
Anlamı-Geç olması hiç olmamasından iyidir.
Chi non risica non rosica
Anlamı-Riske girmeyen, birşey koparamaz.
Donna danno, sposa spesa, moglie maglio
Anlamı-Erkek saltanatını sürer, yöneten ise kadındır.
Moglie e buoi dei paesi tuoi villagio
Anlamı-Evleneceğin kadını ve ineğini kendi köyünden seç !
Lontani dagli occhi, lontani dal cuore
Anlamı-Gözden ırak olan gönülden de ırak olur.
La carità comincia a casa propia
Anlamı-Merhamet/Yardımseverlik evde başlar.
Meglio sola che male accompagnata
Anlamı-Kötü bir ortaklıktansa yalnız olmak iyidir.
Vivi e lascia vivere
Anlamı-Yaşa ve yaşat.
La storia si ripete. Türkçe anlamı: Tarih tekerrürden ibarettir….
Fai la tua vita ! La tua vita. Türkce anlamı: Hayatını yaşa, kendi hayatıni…..
Molti di quelli che vivono meritano la morte e molti di quelli che muoiono meritano la vita. Türkçe anlamı: Yasayanların çoğu ölümü hak ediyorlar ve ölenlerin çogu yasamayı hak ediyorlar…
Fai la tua vita! La tua vita. Türkçe anlamı: Hayatını yasa kendi hayatını!
l’amo se niente piu’ mi da’ mi manca da spezzare il fiato. Türkçe anlamı: onu artık bana bir şey vermese de seviorum, nefesim kesilcek kadar ozluyorum….
Sono parole che mangiano l’anima alibi stupidi bruciano come sale. Türkçe anlamı: Ruhumu yiyen kelimeler tuz gibi beni kavuran aptal mazeretler….